![]() |
Gizem dizisinin son iki bölümü: 12. bölüm: "Yasalar, her şeyden üstündür!" | 13. bölüm: Konumdeviriş! (1) |
![]() |
İbrâhîm Halil Oral'a teşekkür ediyorum! | Hükümet deği- şirse; ne olur? |
Aldığım en güzel övgü! |
Bıktım yalan- larınızdan! |
Korona se- rüvenim! |
Alkolün zarar- ları, nelerdir? |
Soyadımın çağrıldığını duydum. Sesin geldiği yöne baktım; adamcağızın biri, bana doğru yürüyordu.
"Sind Sie Herr Sürül?" diye sordu.
"Anscheinend," diye yanıt verdim.
"Auch Tan Tankut?" diye de sordu (Tan Tankut adının, birinin sesinden sözeğini; ilk kez duymuştum; mutluluk vericiydi).
"So ist es," dedim yalnızca.
Adam, kendisini tanıttı; adını ve soyadını söyledikten sonda da, ekleyiverdi: "Ben, bir müzikbilimciyim; doktoralı müzikbilmciyim." Son iki özcüğü vurgulaması, özverimden kaçmamıştı.
Yaklaşık yirmi dakîka boyunca, ne kadar güzel bir sesim olduğuğunu anlattı. Bilhassâ üçbuçuk oktavlı baritondandan dörbuçuk oktavlı basa geçerken, uyguladığım kusursuzluğu vurguladı. Hiç bir yorum yapmaksızın; "My big love Aysun" (Avuçlarımda, sıcaklığın var!) başlıklı yapıtı kastettiğini anlamıştım
Diğer yapıtlarımı yorumlarken; bir önemli ekleme yaptı: "Klasik Tür Müziği'nin, bu kadar büyüleyici olduğunu bilmiyordum; sâyenizde, bu eksikliğimi gidermiş oldum."
Yok-yok; aldığım en güzel övgü, bu değildi!
O övgü, Türkçe ve sözek (*) alanındaydı.
Aldığım övgü, şuydu: "Çevremdeki Türkler, Türkçe konuşurken; çok itici geliyor! Oysa sizin sözeğiniz, bambaşka. Onun içindir ki, şarkılarınızın Türkçe sürümlerini, dahâ başka bir zevkle dinliyorum."
Evet, değerli okurlarım; bir gizimi dahâ öğrenmiş oluyorsunuz; Almanlar, bilhassâ şarkılarımın Türkçe sürümlerini dinliyorlar; hem özgün sözlerle yorumladığım şarkıları; hem de, kendi güftelerimle yorumladığım yapıtları.
Sunucudaki istatistikler de, bunu gösteriyorlar.